NE ÇOK SEVİYORLAR DİNİ DUYGULARI SÖMÜRMEYİ

Toplumun dini duygularını sömürmeyi, milletin bağlı olduğu manevi değerleri kullanmayı ne de çok seviyorlar değil mi?

Bakıyoruz kimisi dini kullanıyor, kimisi de milletin duygularını.

Bu toplum dini duyguları sömürenlerden, Atatürk’ü siyasete alet edip oy devşirenlerden artık sıkıldı!

Millet gerçekçi siyaset istiyor.

Gerçek samimi duygular istiyor.

Biliyorsunuz ki Zonguldak’ta yapımı devam eden bir Merkez Camii inşaatımız var.

Kimler önüne gidip, fotoğraf çektirmedi ki?

Ama kimse yapımı devam eden Atatürk Devlet Hastanesi ek binanın önünde fotoğraf çektirmiyor.

Aslında Zonguldak için ne güzel bir örnek değil mi?

Bir tarafta hastane inşaatı, diğer tarafta cami inşaatı…

Şimdi bunu yazıyoruz diye “Sen Camiye karşı mısın?” diye soranlar olacaktır.

Bunu soranların, zamanında Fethullah Gülen’in nasıl bir sahtekâr olduğunu anlattığımızda “hoca hakkında doğru konuş” diyen kişilerle aynı zihniyette olduğunu düşündüğüm için pek de umursamıyorum.

Ben camiye karşı değilim fakat bunu reklama çeviren siyasetçilere karşıyım. Her şeyi yapıp iki fotoğrafla en büyük Müslüman olan zihniyetlere karşıyım.

Öyle samimiyetsizler ki, dini duyguları kullanacak kadar samimiyetsiz!  

Zonguldak’ta birçok okulun fiziki yapısı iyi değil.

Hiç buralara gidip poz veren gördünüz mü?

Ben görmedim.

Zonguldak’ımıza cami inşa edelim, siluetine katkı verelim ama bunun yanında eğitim yuvaları, bilim insanları yetiştirecek merkezlerde oluşturalım.

En önemlisi de sahtekar değil, gerçekçi olalım.

Hasta bir şekilde kimse camiye gidemez ama hasta bir şekilde gideceğimiz tek bir yer var orası da hastane.

AH KEŞKE

Cami cami gezip cemaate vaaz veren hoca bir camiye girer. Bakar ki iki yaşlı amcadan başka cemaat yok.

Kendine kendine “Ben yine de konuşmamı yapayım!” diyerek kürsüye çıkar.

Hoca konuşmaya başlayınca yaşlı amcalardan biri uyur. Diğeri de ağlamaya başlar. Hoca anlattıkça o ağlar, o ağladıkça hoca coşar. Konuşma bitince hoca kürsüden iner. Sürekli ağlayan amcayla vedalaşırken:

“Ya amca sen niye bu kadar ağladın ki?” diye sorar. Yaşlı amca:

“Ah evladım ah! Sen kürsüde o kadar coşarak anlatıyordun ki, keşke şu kulaklarım duysa da ne dediğini anlasam diye ağlıyordum!” demiş.