Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan’ın dün Elmas TV ekranlarında basın mensupları ile ilgili söylediklerini gerçekten ibret ve hayretler içerisinde dinledim.
Özellikle basın mensupları ile söylemiş olduğu sözlere gerçekten anlam veremedim.
“Sahil projesi içerisindeki dükkanların akıbeti ne olacak? Kimler oradan dükkân alabilecek? İhale usulü mü olacak? Eski dükkân sahiplerinin hak kaybı olacak mı?” Sorularına verilen cevap nasıl bir anda basın mensuplarına geldi? Nasıl bazı basın mensuplarının sarı basın kartını yırtmaları gerektiğine kadar geldi?
Gerçekten bende anlamadım.
Canlı yayında Başkan Alan; basın mensupları için şu sözleri söylüyor,
”Basının tam anlamıyla görevini yaptığını düşünmüyorum. Basının kendi arasında bile birlik beraberlik yok. Tabi ki siyaset yapıyoruz, eleştiriye açığız. Hakaret, iftira, yalan haber yapan varsa bana göre sarı basın kartı da varsa yırtıp atsın. Aklını, kalemini kiraya vermiş olanlara sesleniyorum, elinizden geleni ardınıza koymayın! Partimi, teşkilatımı yazarsanız beni yazarsınız demiştim. Yazanlara tepki göstermemiz lazım. Milletvekili, İl Başkanı, meclis üyesi benim meclis üyem. Hep birlikte hareket etmemiz lazım.”
Zonguldak basın mensupları zor güçlüklerde ayakta durmaya çalışan, ekonomik sıkıntılar içersin de boğuşan, canını dişine takarak, yeri gelip hayatını ortaya koyan, bu milletin haber alma özgürlüğüne katkı sağlayan kişilerdir. Özellikle şunu belirteyim siyasetçilerden çok bu şehre emek veren kişiler gazetecilerdir. Basın mensupları Zonguldak’ı herkesten çok sahiplenen ve düşünen bireylerdir.
Başkan Alan, “Basının kendi arasında bile birlik beraberlik yok” demiş. Sizce de bu çok normal değil mi? Bu şuan sadece Zonguldak’ta değil Türkiye’de böyle. Ama bunu bu şekile getiren yine siyasetçilerdir. Düzgün işini ahlakıyla yapan gazeteciye destek yerine köstek olup, belden aşağı yazan, tehdit şantaj kokan yazılara korkudan, aman beni de yazmasın diye destek veren yine siyasetçilerdir.
Birlik beraberlikten bahsedersek, Bugün Zonguldak’ta da Ak Parti’nin içinde çokta birlik beraberlik olduğu söylenemez. Korona muhabbetinden dosyalar sadece rafa kaldırıldı. Yoksa ne kavgaların verildiğini herkes biliyor.
Alan; “Partimi, milletvekilimi yazan beni yazar” diyor.
Milletvekiliniz gazetecileri tehdit ediyor ve sizde bunu hoş görüyorsanız, evet biz sizi de yazıyoruz.
Milletvekiliniz halkın önünde bir vatandaşla elini arkaya atıp ağa gibi konuşuyor ve siz bunu normal görüyorsanız, evet sizi de yazıyoruz.
Milletvekiliniz çıkıp “Zonguldaklı olmaktan utanıyorum” diyor ve sizde bu duruma tepki koymuyorsanız, evet sizi de yazıyoruz.
Meslektaşınız olan bir başkan akrabalarını belediyeye işe dolduruyor ve bizde bunu yazıyorsak ve sizde bu haberlere tepki koyuyorsanız kusura bakmayın ama evet sizi de yazıyoruz.
Keşke canlı yayında ki bu dik duruş, zamanında hakkınızda “Kancı Selim“ yazanlara, İl Başkanınız olan Zeki Tosun’a hakaretlerde bulunanlara, şantaj ile işlerini bitirenlere, üstü kapalı bir şeyleri ima edenlere de olsaydı.
Ama size ve partinizin İl Başkanına hakaret eden gazeteciyi makamında ziyaret eden ve gizli toplantısında masasında olan yine sizdiniz.
Söylediklerimizle yaptıklarımız biraz tutarlı olmak zorunda.
Bir basın mensubu olarak şahsım adına doğruları, inandığım düşünceleri ne olursa olsun söylemeye devam edeceğim.
Gazeteci sorgulayacak, sorgulatacak ve yapılan iddiaları gerekli makamlara sormakla mükellef kişidir.
Gazetecilik mesleği bu kadar ucuz olmadığı gibi partinizden herhangi biri için her olumsuz haber yapan, aklını kiraya veren satılmış bir kalem değildir.
Ve ne tezat bir durumdur ki partinizden birisi olan Kozlu Belediye Başkanı Ali Bektaş’ı işe aldığı akrabalarıyla eleştiren bir yerel kanalın ekranlarından bunu söylüyorsunuz.
Bu yaptığınız açıklama bana hiç inandırıcı gelmedi.
Eğer bir gazeteci veya bir medya organıyla sorun varsa bunu Zonguldak basını üzerinden değil, mahkeme yoluyla çözer ve adalet önünde hesaplaşır daha sonra bunu Zonguldak halkıyla paylaşırsınız.
Yoksa bunun adı aba altından sopa göstermektir, basına uygulanmak istenen bir baskıdır.
Ben bu tür açıklamaların insanları kutuplaştırdığını, Zonguldak’ta gazetecilik mesleğini küçük düşüren açıklamalar olduğunu düşünüyorum.
BAŞKAN SELİM ALAN’IN O KONUŞMASI
ZONGULDAK’TA HAVA DURUMU