BÖYLE YÖNETİCİLER OLUNCA HALK NE YAPSIN?

Zonguldak’ın Kozlu ilçesinde yapılan akıllı kavşak projesinde neler olduğunu anlamakta zorlanıyorum.

Tam anlamıyla sol gösterip sağ vurdular diyebilirim.

Kara yolları yapılacak projenin animasyon filmini yayınladığında bir yurttaş olarak çok heyecanlanmıştık.

Yapılan proje hem trafiği rahatlatacaktı hem de aşırı yağışlarda bu yolda meydana gelen su baskınları önlenmiş olacaktı.

Ama yapılan projeyi gördüğümüzde gerçekten gözlerimize inanamadık.

Eskisiyle yenisini yan yana koyduğumuzda biz bir fark göremedik.

Dönemin Bölge Karayolları Müdürü Hüsamettin Özendi İmza Gazetesi’ne yapmış olduğu açıklamalarda çok önemli detaylardan bahsediyor.

Benim anladığım kadar Hüsamettin Özendi soyadına yakışır bir şekilde bu projeye özenmiş ama bizim yöneticiler özenmemiş.

Bakın Dönemin Karayolları Bölge Müdürü Hüsamettin Özendi İmza Gazetesi’ne yapmış olduğu açıklamada neler söylüyor.

  “Koskoca yol projesi basit hesaplarla yapılmaz. Çok basit düşündü yerel yöneticilerimiz, aşırı derecede basit düşündüler ve ben şok olmuştum o dönemde. Işık olmayacaktı. Alttan döner kavşak düşündük. 6 ay boyunca projeyi kabullendirmek için defalarca toplantı yaptık. Her seferinde karşı çıktılar. 6 ay sonunda projeden vazgeçtik Kozlu kavşağı projesine engel oldular. Kozlu’daki köprü hasarlı bir köprüydü. Her an burada facia olabilir dediler. Bizim bu işe kalkışmamızın nedeni buydu. 4 ayda güzelde bir proje yaptırdım. Biz bir teşekkür bekliyorduk ama o zamanki belediye başkanı ve kaymakam yaptırmamak için ellerinden geleni yaptılar”  

Bunlar bizim ifademiz değil. Bu sözler dönemin Karayolları Bölge Müdürü Hüsamettin Özendi’nin sözleri.

Dönemin Belediye Başkanı Kerim Yılmaz ve o dönemin kaymakamı Ahmet Karakaya bu açıklamalar sonrası neler söyler bilemem ama gerçek şu ki bizim yerel yöneticiler gerçekten küçük düşünüyor.

Eğer birkaç dükkanın önü kapanacak, Kaymakamlık binası aşağıda kalacak diye bu proje engellendiyse vah benim ülkem diye haykırmaktan başka bir şey gelmiyor elimizden.

Yok ondan değil, para yok deniliyorsa; her yere yapılan yollar neden Zonguldak’a gelince yapılmıyor diye sormadan da geçemeyeceğim.

Vay benim deniz kokan memleketim.

Gelen vurdu, giden vurdu!

Olan hep vatandaşa oldu.

HALK NE YAPSIN?

Ali 3. sınıfa giden zeki bir çocuktur.
Bir gün öğretmeni Ali’ye ‘Siyaset’ nedir diye sorar.
Ali düşünür ama o çocuk aklıyla cevap veremez.
Eve gider kitaplara bakar ama hiçbir şey anlayamaz.
O da babasına sormaya karar verir.
—Baba, Siyaset nedir?
—Baba düşünür. Ali’ye uygun bir yolla anlatmak ister.
—Bu evde parayı getiren kim oğlum?
—Sen…
—Ben kapitalist rejimim.
—Peki, parayı alıp bizim yiyecek içecek ve giyecek gibi ihtiyaçlarımızı karşılayan kim?
-Annem…
—O da hükümet.
—Peki, küçük kardeşinle kim ilgileniyor?
—Dadım…
—Dadın işçi, kardeşin gelecek, sen de halksın o zaman.
Ali her şeyi not alır ve uyur.
Gece garip seslerle uyanır.
Bir de bakar ki kardeşi ağlıyor.
Yanına gidince altına pislediğini anlar.
Hemen annesini kaldırmaya gider.
Ama ne yaparsa yapsın anne kalkmaz.
Bu arada salondan gelen sesleri merak eder ve salona gider.
Babasıyla dadısını uygunsuz yakalayan Alinin ağzından aynen şu kelimeler dökülür:
—Kapitalist rejim işçiyi sömürüyor, hükümet uyuyor, gelecek bok içinde, halk ne yapsın?