05 Nisan 2024 Cuma
–
Zonguldak’ta, 2024 yerel seçimlerinin ardından siyasi bir değişim yaşadı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Tahsin Erdem önderliğinde 2019 yılında kaybettiği koltuğu, adeta bir fırtına gibi eserek geri kazandı.
Tahsin Erdem, oyların %54.5’ini toplayarak koltuğa otururken, mevcut belediye başkanı Ömer Selim Alan ise %37.6 ile yarış dışı kaldı.
Peki, bu siyasi dalganın Zonguldak sahillerine nasıl vurduğuna bir göz atalım.
Tahsin Erdem, seçmenin gönlünü kazanmanın sırrını çözdü.
Gönüllere girmeyi başardı.
Bir yandan yüzde 54.5’lik oy oranıyla rakibine adeta bir “Osmanlı tokadı” atarken, diğer yandan da Ömer Selim Alan’ın yaklaşık 10 bin oy farkla geride kalmasına neden oldu.
Bu sonuçlar bazıları için şaşırtıcı olabilir ama bizler için değil.
Çünkü Zonguldak’ın hafızası güçlüdür ve halkın gözünden kaçmayan bir gerçek vardır.
Belediyecilik sadece yol yapmak, park açmak değildir; gönüllere dokunmak, şeffaflık ve adaletle yönetmektir.
Ömer Selim Alan’ın belediyeyi yönetme tarzı, maalesef ki “ego ve kibir” ile özdeşleşti.
Gazetecilerle, vatandaşlarla ve hatta kendi ittifak yaptığı MHP’lilerle ilişkilerinde hep tepeden bakan biri oldu.
Bir zamanlar “şeffaf belediyecilik” vaadiyle yola çıkan Selim Alan, bu yoldan o kadar saptı ki, sonunda şeffaflığın ‘şe’sini bile görmek mümkün olmadı.
Gönül belediyeciliği diye bir tabir var ya, işte o Selim Alan’ın döneminde “çıkar belediyeciliğine” dönüştü.
Belediye yönetimini kendi menfaatleri doğrultusunda idare etmek, güç zehirlenmesine kapılmak ve ayrıştırıcı politikalar izlemek…
Bunlar halkımızın gözünden kaçmadı.
Bir de siyasi oyunlar ve algı yönetimi mevzusu var ki, sanki bir tiyatro sahnesinde rol kapma yarışındaymış gibi bir hava estirildi.
Ak Parti’ye gönül vermiş kişiler bile bu oyunların figüranı haline getirildi.
Elbette başarısızlık sadece Ömer Selim Alan’a ait değil.
Tahsin Erdem ve ailesine yönelik hakaret ve ima dolu yazılardan da bahsetmek gerek.
Zonguldaklılar bunları unutmadı ve sandıkta gereken karşılığı verdi.
Zonguldak Belediyesi, ego ve kibir yönetiminden sıyrılıp yeni bir sayfa açtı.
Tahsin Erdem’in zaferiyle Zonguldak’ta yeni bir dönem başlamış oldu.
Seçmenlerin tercihi netti!
Yönetimde şeffaflık, adalet ve gönül belediyeciliği istiyorlar ve bu isteklerini sandıkta gümbür gümbür dile getirdiler.
Umarız Tahsin Erdem’in liderliği altında Zonguldak, hak ettiği huzur ve refaha kavuşur.
Bay Bay Selim Alan…
Bay Bay ego ve kibir…
Hoş geldin hoşgörü,
Hoş geldin saygı,
Hoş geldin Tahsin Erdem…
MUSTAFA EMEN 1000 LİRASINDAN OLDU!
Karaelmas Gazeteciler Derneği, adından da anlaşılacağı üzere, gazetecilerin kaleminden daha keskin bir kılıç taşıması gereken bir mevzi.
Ancak bu mevzi, son zamanlarda başkan Mustafa Emen’in siyasi rüzgarlarla savrulan yelkeni sayesinde adeta siyasetin arka bahçesine dönüştü.
Bir zamanlar Ömer Selim Alan’ın BKM binasından çıkardığı derneği, Mustafa Emen’in KGD’yi tekrar o binaya sokma çabası bu seçimlerde görülmeye değerdi.
Tabii bu çaba gazetecilerin temsil hakkını bir kenara bırakarak sergilenince, biraz mide bulandırıcı bir gösteriye dönüştü.
Ömer Selim Alan’a yaranmanın, gazetecilik etiğinden daha önemli hale geldiği bu dönemde, Mustafa Emen’in dernek başkanlığı başka bir hal aldı.
Mustafa Emen “Bak başkan, seni eleştirenleri kapı dışarı ettim, seni destekliyoruz. Şimdi bana eski yerimizi iade et” demesiyle, gazetecilik onurunu bir kenara bırakıp, siyasetin sofrasında bir koltuk kapma yarışına girdi.
Mustafa Emen Gazeteciliğin dik duruş olduğu hep unuttu.
Gazetecilerin haklarını savunması gereken Mustafa Emen KGD çatısı altında derneğe Selim Alan’dan alacağı 1000 liranın peşine düştü.
Şimdi Selim Alan’da gitti.
Mustafa Emen’de aylık 1000 lirasından oldu!
.Bu oyunun sonunda kazanan kim oldu dersiniz?
Elbette ki siyaset sahnesinin perde arkasında kahkahalarını saklayanlar…
Gazetecilik, siyasetin gölgesinde büyümek isteyen bir bitki değildir.
O, güneşin altında dik duran ve kendi hikayesini yazan cesur bir ağaçtır.
Karaelmas Gazeteciler Derneği’nin bu hikayede hangi rolü oynadığını ise okuyucuların takdirine bırakıyorum.