Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında Çankaya Köşkü’nde koronavirüs (coronavirus) toplantısı yapıldı. Toplantının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ulusa sesleniş açıklaması yaptı. Erdoğan, “Tedbirleri uygularsak evde kalma süresini 3 hafta ile sınırlı tutabiliriz” dedi. Erdoğan, koronavirüse karşı alınan ekonomik tedbirleri açıkladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında, bugün Çankaya Köşkü’nde Koronavirüsle Mücadele Eşgüdüm Toplantısı yapıldı. Kritik toplantıya Sağlık Bakanı ve Bilim Kurulu üyeleri de katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında yapılan Koronavirüsle Mücadele Eş Güdüm Toplantısı sona erdi. Toplantı 3 saat 50 dakika sürdü.
İşte Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar:
Aziz milletim, değerli basın mensupları sizleri en kalbi duygularımla, hasretle selamlıyorum. Sözlerimin hemen başında Çanakkale Deniz Zaferi’mizin 105’inci yıl dönümünde aziz şehitlerimizi hürmetle yad ediyorum. Asırlardır ülkemizin bağımsızlığı için canlarını feda eden bütün şühedaya, terörle mücadelede, 15 temmuz’da ve sınır ötesi harekatlarımızda şehit düşen tüm güvenlik güçlerimize Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. İstiklal Savaşımızın Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarına da burada rahmetle yad ediyorum. Rabbim şehitlerimizin makamlarını ali, mekanlarını cennet eylesin.
Aziz milletim, değerli basın mensupları; insanlık tarihi boyunca her dönemde salgın hastalıklar ve tabii felaketler çok ciddi can kayıplarına yol açmıştır. Tarih kitaplarında Avrupa nüfusunun üçte biri ile üçte ikisi arasında bir bölümünün ölümüyle sonuçlanan salgın hastalıklardan söz ediliyor. Aynı şekilde kendi tarihimizde de İstanbul nüfusunun yarısına yakınının hayatını kaybettiği salgınlarla ilgili bilgilere rastlıyoruz. Dünyada ağır sonuçları olan salgınlar aynı zamanda büyük siyasi sosyal ekonomik dönüşümlerin de tetikleyicisi olmuştur. Osmanlı’nın Avrupa’nın fethi gibi insanlık tarihine damga vuran pek çok hadisede bunun izlerini görmek mümkündür.
Dünyamız 2012 yılında SARS ve MERS adlı salgın hastalıklarla mücadele etmiştir. Dünyamız 2009 yılındaki domuz gribi, 2014’teki ebola salgını, 2016’daki zika virüsü gibi tehditlerle yüzleşmişti.
Koronavirüs hastalığı ilk olarak 2019 yılı Aralık ayında Çin’in Vuhan şehrinde tespit edildi. Hemen ardından hastalık Tayland, Japonya ve ABD’de de görüldü.
Çin yönetimi Vuhan’dan başlayarak tüm şehirlerini karantina altına almaya başladı. Avrupa’da virüs ilk kez Fransa’da görüldü. Yolcu gemilerinden sınır kapılarına, uçaklardan trenlere kadar tüm ulaşım araçlarında önlemler alınmaya başlandı.
SARS salgınındaki can kaybını geride bıraktı. Salgının dünya çapındaki faturası ağırlaştı. Şubatın üçüncü haftasında İran ve italya’da virüsün hızla yayıldığı görüldü.
DSÖ 11 Mart’ta dünya çağında koronavirüs pandemisi ilan etti. Pek çok ülke sınırlarını insan trafiğine kapatmaya yönelik önlemler aldı.
Bugün itibariyle dünyada kovid-19 hastalığı tespit edilen kişi sayısı 200 bine, hastalıktan ölenlerin sayısı ise 8 bine yaklaşmıştır.
Aziz milletim, her ülke kovid-19 tehdidine karşı mücadele etmektedir. Türkiye, en başından itibaren bu hastalıkla ilgili gelişmeleri yakından izlemiş, tedbirlerini de süratle alarak hayata geçirmiştir.
12 Mart’ta şahsımın başkanlığında yaptığımız toplantıda önemli kararlar aldık. Bunların arasında okulların tatil edilmesi, spor müsabakalarının seyircisiz oynanması gibi kararlar da vardı.
Hazirandaki Liselere Geçiş Sınavı ve üniversiteye giriş sınavının soru hazırlıkları, tatil süreleri göz önünde bulundurularak yapılacaktır. (LGS ve YKS) Gelişmelere göre bu sınavları da ileri bir tarihe ertelemeyi gündemimize alabiliriz. Bugün 20 bin öğretmenimizin daha atamasını gerçekleştirdiğimizi de söylemek istiyorum, hayırlı olsun.
Ellerini ovuşturarak bu virüsün ülkemizi esir almasını bekleyen muhterislere aradıkları fırsatı vermedik, vermeyeceğiz.
Biz “önce insan” diyen bir medeniyetin, “insanı yaşat ki
devlet yaşasın” diyen bir kültürün mensuplarıyız.
Bunun için aldığımız her tedbir, insanlarımızın hayatını ve geleceğini korumaya
yöneliktir. Bu tür hastalıklar, pek çok insanın farkında olmadan virüse maruz
kalması ve yine farkında olmadan virüsü başkalarına bulaştırmasıyla yayılıyor.
Sağlıklı insanlar hastalığı rahatça atlatırken, herhangi bir rahatsızlığı olan, bağışıklık sistemi zayıf kişiler ölümcül sonuçlarla karşı karşıya kalabiliyor. Henüz aşısı ve kesin tedavisi olmayan bu hastalıktan en iyi korunma yolu, virüsün bulaşmasını engellemektir. Alınan ve tavsiye edilen tedbirlerin tamamı, hem kendimizin, hem de diğer insanların sağlığını koruma amaçlıdır.
Kovid-19 hastalığından en iyi korunma yöntemi, herkesin kendi kendine alacağı tedbirlerdir. Hiç kimse, bencilliği veya özensizliği sebebiyle, tüm toplumun sağlığını tehlikeye atma hakkına sahip değildir.
Tedbirleri uygularsak evde kalma süresini 3 hafta ile sınırlı tutabiliriz. Ülkemizin de maruz kaldığı bu virüs tehdidinin en kısa sürede bertaraf edilmesi için devlet olarak tüm imkanlarımızı seferber ettik.
Milletimin her bir ferdinden ricam, Kovid-19 tehdidi geçene kadar mümkün olduğu kadar evlerinden çıkmamalarıdır.
İşlerine giden vatandaşlarımız, mesai bitimiyle birlikte hemen evlerine dönmeli, kapıdan girer girmez de, kimseyle temas etmeden ilk iş sabunla ellerini, yüzünü yıkamalıdır.
İster kamu, ister özel olsun tüm işyerlerinde de virüsün
yayılma ihtimalini en aza indirecek tedbirlerin tamamı alınmalıdır.
Çocuklarımızdan, dışarıya çıkmadan evde kitap okuyarak, derslerine çalışarak
vakitlerini değerlendirmelerini istiyoruz.
En büyük risk grubunu oluşturan yaşlılarımızın, sadece evden çıkmamakla yetinmeyerek, bir süre, ailenin dışarıyla irtibatı olan diğer fertleriyle de mesafeli şekilde hayatlarını sürdürmeleri daha doğru olacaktır.
Kimi Avrupa ülkelerinin, dezavantajlı grupları, özellikle
de yaşlıları adeta gözden çıkartan anlayışlarına asla katılmıyoruz.
Tam tersine bizim kültürümüzde, yaşlılarımızı el üstünde tutmak, dünya ve
ahiret saadetinin temel şartlarından biri olarak kabul edilir.
Bunun için yaşlılarımızı koruyacak ve kollayacağız. Bilim Kurulumuzun önerisiyle, önce İstanbul ve Ankara’da başlatılacak bir çalışmayla, 65 yaş üzerindeki tüm yaşlılarımıza koruyucu maske ve kolonya dağıtacağız.
Yalnız yaşayan 65 yaş üzeri vatandaşlarımızın ihtiyaçlarının karşılanmasında, devlet kadar, yakınlarına ve komşularına da görev düşüyor.
Bu insanlarımıza hep birlikte yardımcı olarak, süreci suhuletle geçirmelerini temin etmeliyiz. Kamu bankalarımız 76 yaş üzeri emeklilerimizin maaş ödemelerini, istelerse evlerinde yapacaklar. Huzurevlerimizdeki doktor sayısını da artırarak, yaşlılarımızın sağlığını daha yakından takip edeceğiz.
Yüksek ateş, kuvvetli öksürük ve nefes darlığı gibi hastalık belirtileri ortaya çıkan vatandaşlarımız ise, paniğe kapılmadan, öncelikle Sağlık Bakanlığımızın ALO 184 hattını aramalıdır. Buradan yapılacak yönlendirmeye göre hareket edilmesi halinde, sağlık kurumlarımızdan en yüksek verimle istifade edebiliriz. Bu vesileyle takdire şayan bir fedakarlıkla ve sabırla görev yapan tüm sağlık personelimize şükranlarımı sunuyorum.
Yaşadığımız bu kritik süreçte, gıda, temizlik, su, iletişim ve diğer temel ihtiyaçların kesintisiz devam ettirilebilmesi için üretimden lojistiğe kadar her türlü tedbiri aldık, alıyoruz. KOVİD-19 hastalığına karşı aşı ve ilaç geliştirme çalışmalarını da tüm hızıyla devam ettiriyoruz. Ar-Ge çalışmalarını yürüten Sanayi ve Teknolojimiz Bakanlığımız, bu konudaki tüm önemli araştırmacıları ve kurumları bir araya getirdi. Tanı kiti konusunda çok iyi bir üretim potansiyelimiz var.
Önceki gün Almanya, Fransa, İngiltere liderleriyle, dün de İtalya Başbakanı ile yaptığımız telefon görüşmesinde, ülkemizin bu salgın hastalık konusunda muhataplarına yapabileceği katkıları da ele aldık. Salgın ilk başladığında Çin’e de tıbbi malzeme desteği vermiştik. Aynı şekilde Türkiye olarak biz de bu ülkelerin tecrübelerinden istifade edeceğiz.
Ülkemizin bayrak taşıyıcı kurumu olan Türk Hava Yolları, hem dünyanın çeşitli yerlerindeki vatandaşlarımızın ailelerine kavuşturulması, hem de kargo taşımacılığını kesintisiz sürdürerek temel ihtiyaçların karşılanması konusunda çok büyük gayret gösterdi. Krizden en çok etkilenen kuruluşların başında gelen Türk Hava Yollarımıza da gereken desteği vereceğiz.
Aziz Milletim, Değerli Basın Mensupları, Görüldüğü gibi, virüs salgınının ilk ortaya çıktığı günlerden itibaren, Türkiye olarak hızlı kararlar alarak ve süratle uygulamaya geçirerek, ülkemizin bu krizden en az şekilde etkilenmesi için elimizden geleni yaptık, yapmaya devam ediyoruz.
Nitekim, çevremizdeki ülkelerde çok yoğun görülmesine, ciddi kayıplara yol açmasına rağmen, virüsün ülkemize sirayeti hem oldukça geç, hem de oldukça sınırlı olmuştur.
Aldığımız tedbirlerin etkisiyle ortaya çıkan bu olumlu görüntüyü sürdürmekte kararlıyız.
Bunun için, tehlikenin kapımızı çalmasını beklemeden,
sürekli yeni ve etkili tedbirler alıyor, uygulamaya geçiriyoruz.
Bu çerçevede, biraz önce de, bakanlarımızın, iş dünyasından temsilcilerimizin,
resmi-sivil ilgili tüm kurumlarımızın temsilcilerinin katılımıyla kapsamlı bir
değerlendirme toplantısı gerçekleştirdik.
Özellikle yaşadığımız sürecin ekonomimize, piyasaya, üretime, istihdama olumsuz etkisini azaltmak amacıyla, çok önemli kararlar aldık.
Esasen, hastalığın çıktığı ilk günden itibaren arkadaşlarımız sürecin, diğer boyutlarının yanısıra ekonomik etkilerini yakından takip ediyorlar.
Ülkelerin aldığı önlemleri, yaşanan ekonomik türbülansa
karşı geliştirdikleri yöntemleri tek tek analiz ediyorlar.
Ekonomi yönetimimiz ve ilgili kurumlarımız, tüm iş dünyasının taleplerini ve ön
görülerini toplayarak, hazırlıklarını yaptı.
Karşımızdaki fotoğrafa göre bir yol haritası hazırladık.
Son yıllarda ekonomimizi hedef alan saldırılara karşı verdiğimiz mücadele sayesinde, küresel türbülanslara karşı güçlü bir bağışıklık sistemi geliştirdik.
Şimdi bu 2 aylık direnme sürecini de en iyi şekilde atlatacağımıza inanıyoruz. Daha önce örneği görülmemiş bir süreç yaşıyor olduğumuz için, hasarın boyutları kestirilemiyor. Bunun için bizim tüm senaryolara hazırlıklı olmamız gerekiyor. Ancak, bu dönemde de gelişmekte olan ülkeler arasında pozitif ayrışan bir ülke konumunda bulunduğumuz bir gerçektir.
Hindistan Borsası’nın yüzde 18, Japonya’nın yüzde 20, Amerika’nın yüzde 21, İngiltere’nin yüzde 22, Almanya’nın 26, İtalya’nın yüzde 32 değer kaybettiği 28 Şubat-16 Mart tarihleri arasında, bizim kaybımız yüzde 17’de kaldı.
Aynı tarihlerde Türk Lirası olarak da, gelişmekte olan ülkelerin hepsinden daha iyi bir direnç gösterdik.
Şimdi ekonomimiz için koruma kalkanı olacak bir paketi devreye alıyoruz. Dün Merkez Bankamız piyasalar açısından oldukça önemli bazı adımları atarak, likidite sıkıntısı yaşanmayacağının garantisini ortaya koydu. Bu kapsamda Merkez Bankamız, ihracatçımız için de çok önemli uygulamalar başlattı. Nisan, Mayıs ve Haziran ayı vadeli açık reeskont kredi anapara ve faiz ödemeleri Ekim, Kasım ve Aralık aylarına ertelenerek, azami vade 1 yıl uzatıldı. Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında vadesi dolan reeskont kredilerinin taahhüt kapama süresi de yine 1 yıl uzatıldı. Böylece, ihracatçımız bu süreçteki belirsizliği böylece rahat bir şekilde atlatabilecek. En büyük önceliğimiz üretim ve istihdamın sekteye uğramamasıdır.
İnşallah bu süreçten, kamu-özel sektör dayanışması ile daha da güçlenerek çıkacağız.
Birazdan açıklayacağımız paketteki imkanlardan istifade
edecek firmalar için ön şartımız, istihdam kaybına yol açmamalarıdır.
Finansal kurum ve kuruluşlarda kredi limiti olan firmaların, likidite ve nakit
ihtiyacına yönelik taleplerinin hızlıca karşılanması, ayrıca kredi limitlerinin
kullandırılmasında kısıtlamaya gidilmemesi önemlidir.
Finans kuruluşlarından, bu ortamda istihdamın muhafazası ve ekonomik büyümenin sürdürülmesi için kredi şartlarının esnetilmesine yönelik adımlar bekliyoruz.
Tüm finans kuruluşların; kredi geri çağırma, mevcut kredi limitini kullandırmama, fiyat artırma, teminat şartlarını zorlaştırma uygulamalarından özenle kaçınmasını istiyoruz.
Bunun yanında, kurumsal firmaların, KOBİ’lerin, bireysel
kesimin, geçici iş ve ciro kaybı veya benzeri nedenlerle gelir kaybı
yaşayanların, kredi borçlarıyla ilgili taksit, öteleme, yapılandırma,
düzenleme taleplerine süratle ve olumlu cevap verilmelidir.
Türkiye Bankalar Birliğinin bu konuda aldığı tavsiye kararına, tüm finans
kuruluşlarının uyacağına inanıyoruz.
Biz de bu süreci yakından takip edeceğiz.
Ekonomik İstikrar Kalkanı adını verdiğimiz bir paketle, KOVİD-19 salgınının etkilerini azaltmak için toplamda 100 milyar liralık bir kaynak setini devreye alıyoruz.
Bu çerçevede devreye sokacağımız tedbirler şunlardır:
1- Perakende, AVM, Demir-Çelik, Otomotiv, Lojistik-Ulaşım, Sinema-Tiyatro, Konaklama, Yiyecek-İçecek, Tekstil-Konfeksiyon ve Etkinlik-Organizayon sektörleri için Muhtasar ve KDV tevkifatı ile SGK primlerinin Nisan, Mayıs ve Haziran ödemelerini 6’şar ay erteliyoruz.
2- Konaklama vergisini Kasım ayına kadar uygulamayacağız.
3- Otel kiralamalarına ilişkin irtifak hakkı bedelleri ve hasılat payı ödemelerini Nisan, Mayıs ve Haziran ayları için 6 ay süreyle erteledik.
4- İç havayolu taşımacılığında 3 ay süreyle KDV oranını yüzde 18’den yüzde 1’e indiriyoruz.
5- KOVİD-19 salgınıyla ilgili tedbirlerden etkilendiği için nakit akışı bozulan firmaların bankalara olan kredi anapara ve faiz ödemelerini asgari 3 ay öteleyecek ve gerektiğinde bunlara ilave finansman desteği sağlayacağız.
6- İhracattaki geçici yavaşlama sürecinde kapasite kullanım oranlarının korunması amacıyla ihracatçıya stok finansmanı desteği vereceğiz.
7- Bu dönemde işlerinin olumsuz etkilendiğini beyan ederek talepte bulunan esnaf ve sanatkârların Halkbank’a olan kredi borçlarının, Nisan, Mayıs ve Haziran anapara ve faiz ödemelerini 3 ay süreyle ve faizsiz olarak erteleyeceğiz.
8- Kredi Garanti Fonu limitini 25 milyar liradan 50 milyar liraya çıkartacak, kredilerde önceliği gelişmelerden olumsuz etkilendiği için likidite ihtiyacı oluşan ve teminat açığı bulunan firmalar ile KOBİ’lere vereceğiz.
9- Vatandaşlarımız için uygun ve avantajlı şartlarda sosyal amaçlı kredi paketleri devreye alınmasını teşvik edeceğiz.
10- 500 bin liranın altındaki konutlarda kredilendirilebilir miktarını yüzde 80’den yüzde 90’a çıkartacak, asgari peşinatı yüzde 10’a düşüreceğiz.
11- Virüsün yayılmasına karşı alınan tedbirlerin etkisiyle Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında temerrüde düşen firmaların kredi siciline “mücbir sebep” notu düşülmesini sağlayacağız.
12- Stopaj gibi kaynağında yapılan kesintilerin ödemelerini içeren içeren muhtasar beyannamelerin sürelerini 3 ay erteliyoruz.
13- Asgari ücret desteğini devam ettireceğiz.
14- Mevzuatımızdaki esnek ve uzaktan çalışma modellerinin daha etkin hale getirilmesini temin edeceğiz.
15- Kısa Çalışma Ödeneğini devreye alacak, bundan faydalanmak için gereken süreçleri kolaylaştırılacak ve hızlandırılacağız. Böylece faaliyetine ara veren işyerlerindeki işçilere geçici bir gelir desteği verirken, işverenlerin de maliyetini azaltmış olacağız.
16- En düşük emekli maaşını 1.500 liraya yükseltiyoruz.
17- Emeklilerin bayram ikramiyesini Nisan ayı başında ödüyoruz. Yine emeklilerimizin maaş promosyon ödemelerinin de, şubelere gitmelerine gerek kalmaksızın, doğrudan hesaplarına yatırılmasını sağlıyoruz.
18- Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın belirlediği kriterlere göre ihtiyaç sahibi ailelere yapılacak nakdi yardımlar için ilave 2 milyar liralık bir kaynak ayırıyoruz.
19- İstihdamdaki sürekliliği temin etmek amacıyla 2 aylık telafi çalışma süresini 4 aya çıkartıyoruz.
20- Küresel tedarik zincirlerindeki aksama ihtimaline karşı hem üretimde, hem de perakende de belirlediğimiz önceliklere göre alternatif kanallar geliştireceğiz.
21- Tek başına yaşayan 80 yaş üstü yaşlılarımız için, sosyal hizmet ve evde sağlık hizmetlerinden oluşan periyodik takip programını devreye alıyoruz.
Alınan kararların milletimize ve ekonomimize hayırlı olmasını dilerim.
Basın toplantımıza iştirakiniz ve dikkatiniz için sizlere teşekkür ediyorum.
Hiçbir virüsün Türkiye’den, Türk Milletinin birliğinden, beraberliğinden, kardeşliğinden, aldığımız ve alacağımız tedbirlerden daha büyük olamayacağını tekrar ederek, hepinize sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum.
ÇANAKKALE ZAFERİMİZ KUTLU OLSUN…