Zonguldak’ta İkamet eden Sevda Sesver ve oğlu Servet Sesver babası Sefayi Sesfer’in Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nde tedavi gördüğü sırada yanlış tanı ve tedavi sonrası hayatını kaybettiğini iddia etti. Gazeteci Ergin Özkul’a konuşan Sevda Sesver; “Benim eşimi yanlış tanı ve tedavi ile öldürürken bir de çocuğuma iftira atarak nezarette beklettiler” dedi.
Servet Sesver ise; “Doktor Irmak Ülger babamın kanser olduğunu anlamamış. Başka ilaç tedavileri vermiş. Üniversitede ki doktor Bülent Bey bizde; “Babanızı daha önce bize getirseydiniz, orada yatmasa burada yatsaydı belki bugün yaşıyor olabilirdi” dedi. Benim babam bugün yanlış tanı ve tedaviden dolayı öldü. Doktordan şikayetçiyim” dedi.
“BABAM YANLIŞ TANI VE TEDAVİ SONRASI HAYATINI KAYBETTİ!”
Zonguldak Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nde babası Sefayi Sesver’e yanlış tanı konulduğunu aslında babasının kanser olduğunu bunu da Bülent Ecevit Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nde anladıklarına vurgu yapan Servet Sesver; “Ben Safayi Sesver’in oğlu Servet Sesver. Babam Amele Birliği Göğüs Hastalıkları hastanesinde yatıyordu. Yedi buçuk ay süre zarfında yattı. Doktoru Irmak Ülger; “Babanızı emboli ve enfeksiyon rahatsızlığı için burada yatırıyoruz. Hastalığı budur” dedi. Bizde kendisine devamlı “Babam ne zaman iyileşecek” diye soruyorduk. Bize; “Bu hastalığın iyileşme süresi 3 ay” dedi. Bizde 3 ay bekledik. Dördüncü aya girdiğimizde babamın ağzından parça parça kanlar geldi. Babamın ağzından kanlar gelince doktorun yanına çıktık ve bize bir açıklama yapmasını istedik. Bize emboli hastalığı nedeniyle bu kanların geldiğini söyledi. Bize, “Korkmanıza gerek yok. Ben babanızı iyileştireceğim. 1 ay daha bekleyin” dedi. Biz 1 ay daha bekledik. Busüre zarfında devamlı babam kötüyüm diyordu. Bizde bunu doktora söylediğimizde; “Babanızda bir şey yok babanız enfeksiyon hastası” dedi. Bende geçen ayın 5’inde hastaneye gittim. Başhekim Murat Altuntaş’ın yanına çıktım. ”Hocam Allah rızası için babamı daha iyi hastanelere sevk edebilir miyiz?” dedim. Murat Altuntaş bize bizim elimizde olmadığını söyledi. Bize ne sevk edebileceklerini nede ambulans verebileceklerini söyledi. Ben İl Sağlık Müdürlüğüne gittim. Oranın başkanı ile konuştum. Bize öyle bir şey olmadığını Murat Altuntaş ve Irmak Ülger’i arayacağını söyledi. Bize ambulansın verileceğini söyledi. Bende Babamın Bülent Ecevit Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edilmesini söyledim. Babam BEÜ Uygulama ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildikten sonra babamın 1 hafta tedavi sürecinin ardından Bülent hoca bize babamızın kanser olduğunu söyledi. Babam Pet görüntülemeye girdi, kanser vücudunun her yerini sarmış. Kemik iliklerine kadar girmiş kanser. “Parça alıp ne kanseri olduğunu söyleyeceğiz” dediler. Parça aldılar parça yetersiz geldi. Bu sefer ikinci büyük parçayı alacaklardı, babam o sırada öldü. Üniversite hastanesindeki doktor Bülent Bey dedi ki ; ”Babanız Göğüs Hastalıkları hastanesinde yatarken de kansermiş” dedi. “Bu doktor buna nasıl tanı koyamamış” dedi. “Babanıza tomografi çekildi mi? dedi” “Çekildi!” dedik. Elimizde de dosyalarımız mevcut. 7- 8 kere çekildi. Fakat doktor Irmak Ülger babamın kanser olduğunu anlamamış. Başka ilaç tedavileri vermiş. Üniversitede ki doktor Bülent Bey bizde; “Babanızı daha önce bize getirseydiniz, orada yatmasa burada yatsaydı belki bugün yaşıyor olabilirdi” dedi. Benim babam bugün yanlış tanı ve tedaviden dolayı öldü. Doktordan şikayetçiyim” dedi.
“BANA İFTİRADA BULUNDULAR”
Doktor Irmak Ülger ve Başhekim Murat Altuntaş’ın kendisine iftira da attığını iddia eden Servet Sever; “Ben babamın kanser tedavisi olduğunu öğrendikten sonra doktor bizden Göğüs Hastanesinde ki raporlarını istedi. Bende bu raporları almaya hastaneye gittim. Bunlarda benim tehdit amacıyla kendilerine hakaret etmek için hastaneye geldiğimi zannettiler. Meğer bunlar babamın Üniversitede kendisine kanser tanısı konulduğunu öğrenmişler. Sonra “biz bunu nasıl anlayamadık” diye korkudan bana iftirada bulundular. Sanki ben onları tehdit veya hakaret etmişim. Bunun neticesinde ben bir gün nezarethanede yattım. Benim Babama yanlış tanı koymuşlar. Babama enfeksiyon ilaçları verdiler. Babam benim kansermiş. Yattığı sürede son evreye kadar gelmiş. Babamı dinç bir şekilde yatırdık, alırken altına pisler bir şekilde aldık. Irmak Ülger bize “Ben sizin babanızı iyi edeceğim, merak etmeyin” demeyip de kanser olduğunu anlasa bugün babam yaşayacaktı. Bunu bize Üniversite Hastanesindeki profesör söyledi. Doktor Irmak Ülger ve Murat Altuntaş’tan şikayetçiyim. Başhekim Murat Altuntaş ve Doktor Irmak Ülger, Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünü arayıp Servet Sesver’den özür dilemek istiyorum demiş. Tabi anladılar yanlış tanı ve tedavi uyguladıklarını. Romanlar Derneği Başkanı Birol Koçaklı daha önce 112 Ambulans Servisi’nde çalıştığı için onu aramışlar. Oda beni aradı. “Servet Irmak hanım ve Murat Bey sizden özür dilemek istiyor. Bu özrü kabul ediyor musunuz?” dedi. Babam daha o zaman ölmemişti, bende; “Babamı bunlar böyle yaptılar. Ben özürlerini kabul etmiyorum. Kendilerinden davacı ve şikayetçiyim” dedim ve sonra babam öldü zaten.” dedi.
“KOCAMI ÖLDÜRDÜLER SIRA BENDE Mİ?”
Eşinin yanlış tanı ve tedavi sonrası öldüğüne vurgu yapan Sevda Sesver; “Ben Sevda Sesver. Sefayi Sesver’in eşiyim. Eşim hastanede kalırken bende yanında kalıyordum. Hastaneye yattığında eşim çok iyiydi. Ben bir gün eşimin yanına gittiğimde eşim “Ağzımdan kan geliyor” dedi. Tabi eşim hastaneye yatmaya başlayalı 25 gün olmuştu. Irmak Ülger hocaya dedim ki “Eşimin ağzından kan geliyor” dedim. “Bana kan pıhtısı atmıştır. Merak etmeyin iyileşecek” dedi. Bir süre biz orada kaldık. Bize devamlı “Enfeksiyon kapmış” dediler. Irmak Ülger devamlı eşimin başına geliyor “Bugün iyisin!” diyordu. Eşimde ona “Hocam ben iyi değilim, Benim göğsüm ağrıyor” diyordu. Eşim öyle dedikçe oda onu sigortaya filmlere gönderiyordu. Devamlı kan alınıyordu. Fakat eşim iyi değilim diyordu. Ben eşimin ağzından kan geliyor dedikçe, “Bakıyoruz” diyordu. Biz bu hocaya daha ne diyebilirdik ki. Benim eşimi yanlış tanı ile öldürürken bir de çocuğuma iftira atarak nezarette beklettiler. Ben eşimle orada yatarken, ben eşimin acısına katlanamazken birde çocuğumun acısını bana yaşattılar. Eşimin öldüğü gün yine burada ateş yaktılar, burada eşimi beklerken ben kötü oldum. Ben kendim astım hastasıyım. Verem hastasıyım. Ben bir gün önce oraya gittiğimde bana serum verdiler, beni tedavi ettiler. Sonra büyük oğlum Sezer Sesver ile gittim. Fişimizi aldık. Bana neyin var deyince astım hastası olduğumu söyledim. Zaten ben ağlıyordum. Eşimin anıları var hep oralarda. Sonra doktor beni muayene etti ve 5 dakika beklememizi söyledi. Bizde tamam hocam dedik. Sonra çıktık yukarı beklerken ekiplerle polis geldi bize. Polisler etrafımızı sardı. Ne olduğunu anlayamadık, bize geldiğini bile anlayamadık. Tehdit yok, başka bir şey yok. Ben zaten ağlıyorum. Polisler geldi bizi aldı, polislerle doktora gittik. Doktorlar polislere “Biz Sesver ailesini muayene edemeyiz” diyorlar. Bizi hastaneye almadılar. 25 Senedir ben orada tedavi gören hastayım. Şimdi beni oraya kabul etmiyorlar. “Benim buralarım tıkanıyor, nefes alamıyorum” diyorum yine beni tedavi etmediler. Eşim orada yatarken beni tanıyan insan bunlar. Fakat o gece beni kimse tanımaz oldu. Beni de muayene etmediler. Benim kocamı öldürdüler, sıra bana mı geldi?” dedi.
“BİR NEREDE TEDAVİ OLACAĞIZ?”
Babasının yanlış tanı ve tedavi sonrası öldüğünü, bu süre zarfından sonrada Zonguldak Göğüs Hastalıkları hastanesinde annesinin de tedavi edilmediğini belirten Servet Sesver; “Bu ülkede sağlık bakanlığı var. Benim annem 25 senedir orada tedavi görüyor. Şimdi anneme bakmıyorlar. Bu kadının ağzından da kan geliyor. Peki bu kadında ölürse ne olacak? Bu hastane annemi tedavi etmiyor. Biz nereye gideceğiz. Sigorta hastanesine gittiğimizde diyorlar ki; “Biz size bakamıyoruz Göğüs Hastalıkları bakacak” diyorlar. Göğüs Hastalıkları Hastanesi’ne gidiyoruz. Bu seferde kabul etmiyorlar. Annem benim verem hastası. Bu kansere dönüşecekmiş. Fakat tedavi etmiyorlar. Başhekim Murat Altuntaş. Sen şimdi, “Bütün Sesver’ler giremez” dedin de biz size hakaret etmedik. Biz sizi tehdit etmedik. Biz size vurmadık. Devletin hastanesinde muayene olacaksak biz nerede tedavi olacağız.” dedi.
HASTANIN HASTANEYE YATARKEN OLAN HALİ
HASTANIN VEFAT ETMEDEN ÖNCEKİ SON HALİ
BİNLERCE SİLAH YAKALNDI!