Öğle Vakti a 12:55
Zonguldak PARÇALI BULUTLU 12°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
blank
blank
blank
blank

DEMOKRASİ ŞEHİTLERİ ANILDI

ad826x90

Demokrasi Platformu tarafından Uğur Mumcu ve demokrasi şehitlerini anmak amacı ile Zonguldak Madenci anıtından başlayarak Valilik Binası önüne yürüyüş düzenledi. Yürüyüşün ardından anma töreni gerçekleştirilip basın açıklaması düzenlendi. Düzenlenen törene CHP Zonguldak İl Başkanı Hakkı Güney, Merkez İlçe Başkanı Ebru Uzun, Baro Başkanı Özer Eroğlu, ADD Başkanı Nazan Papila, CHP Kadın Kolları Başkanı Merve Kır da katıldı.

Demokrasi Platformu sözcüsü Erdoğan Kaymakçı düzenlenen basın açıklamasında demokrasi şehitlerini anarak;

 “Özgürlük, eşitlik ve demokrasi mücadelesi her devirde ve hemen her coğrafyada sancılı olmuş, zaman zaman çok ciddi bedellerin ödenmesine yol açmıştır.

Aydınlıktan korkan, bilgiden ve gerçeklerden kaçınan, varlık nedenlerini karanlık hesaplar üzerine kuranlar, baskı ve zulüm üzerine kurdukları dünyalarında karşılarına her çıkanı yok etme politikası uygulamışlardır. Sabahattin Ali’den Abdi İpekçi’ye, Uğur Mumcu’dan Hrant Dink’e kadar uzanan yurtsever aydın kıyımı da on yıllardır ülkemizde sürdürüle gelen bu yok etme politikasının sonucudur.

Silah değişse de, tetiği çeken parmak değişse de, bizler biliyoruz ki bu kıyımın sahibi tektir. İdeolojik yönsemelerden (eğilimlerden), gündelik sığ politikalardan başımızı kaldırıp, “faili meçhul” kavramına, bilinçle ve dirençle karşı koyduğumuzda gerçek katilin emperyalizm ve onun işbirlikçileri olduğunu göreceğiz. Bu cinayetlere “kurşun nereden gelirse gelsin” diyemezsek, terörün her türlüsüne karşı direnemezsek, yalnızca aydın olmanın değil, insan olmanın da gereğini yerine getiremeyiz.

Adalet ve demokrasi, ancak zulme, baskılara, hoşgörüsüzlüğe, haksızlığa kararlılıkla ve dirençle karşı çıktığımızda bir anlam taşımaktadır. Değerli dostlar, Hepimizin de bildiği gibi, Cumhuriyetin, Atatürk ilke ve devrimlerinin ödünsüz savunucusu Uğur Mumcu, kitlelere mal olmuş bir gazeteci ve yazardı.

Ona göre çağımızın en büyük suçu, haksızlıklara, adaletsizliklere karşı çıkmayarak susmaktı. Uğur Mumcu bu suçu işlemediği için öldürüldü. Ölümü ülkeyi ayağa kaldırdı. Çünkü öldürülen ülkenin, halkın ta kendisiydi. Uğur Mumcu ile birlikte öldürülen geniş halk kesimlerinin düşüncesi, özlemleri ve umutlarıydı.

Uğur Mumcu cinayeti, aradan 27 yıl geçmesine rağmen hâlâ aydınlatılamamıştır. Uğur Mumcu’yu ve terör sonucu yaşamını yitiren aydınlarımızı andığımız “Adalet ve Demokrasi Haftası”nda yine bir aradayız. Uğur Mumcu’nun öldürüldüğü 24 Ocak ile Abdi İpekçi’nin öldürüldüğü 1 Şubat tarihleri arasında gerçekleştirilen “Adalet ve Demokrasi Haftası”nın bu yılki konusu “Uğur Mumcu Ölümsüzdür” olarak belirlenmiştir.

27 yıldır olduğu gibi bugün de tam bağımsızlık bilinciyle gerici, baskıcı ve sömürücü güce karşı koyacağımızı, faili meçhul cinayetler, yolsuzluklar ve haksızlıklar karşısında suskun kalmayacağımızı dile getireceğiz, adalet ve demokrasinin tam anlamıyla yerleştiği bir toplum isteğimizi yineleyeceğiz ve terörsüz, savaşsız bir dünya özlemimizi vurgulayacağız. Bizler bugün katliamların gerçek sahiplerini ortaya çıkarmak, aydınlarımıza sıkılan kurşunların hesabını sormak ve demokrasimizin üzerindeki bu ayıbı kaldırmak için aynı kararlılıkla yine buradayız.

Laik, demokratik, çağdaş bir ülke için canlarını feda eden Uğur Mumcu’dan Muammer Aksoy’a, Hrant Dink’ten Metin Göktepe’ye, Musa Anter’den Gaffar Okkan’a, Abdi İpekçi’den Necip Hablemitoğlu’na, Muammer Aksoy’dan Bahriye Üçok’a, Turan Dursun’dan Çetin Emeç’e, Musa Anter’den Metin Göktepe’ye kadar işlenen tüm cinayetlerin yalnızca tetikçilerinin değil, bu cinayetlerin emrini veren perde arkasındaki karanlık güçlerin de ortaya çıkarılmasını talep ediyoruz. Bu talebimizin sonuna kadar peşinde olacağız.

Gerçek demokrasi ancak insanların güven içinde yaşayabilecekleri ve düşüncelerini özgürce ifade edebilecekleri bir iklimde yeşerir. Bu ülkenin en has evlatları bir bir kırılırken, caniler değil, cinayetlerin hesabını soranlar zindanlara atılırken, ülkemiz dinci gericiliğin pençesinde her geçen gün biraz daha karanlığa sürüklenirken, demokrasiden söz etmek olsa olsa komedidir.

Petrol ve enerji havzasını ele geçirmek uğruna bölgemizi kan gölüne çeviren gözü dönmüş emperyalist güçlerin karşısında dün olduğu gibi bugün de, yarın da yine dimdik duracağız. Yitirdiğimiz demokrasi şehitlerinin kanlarını yerde bırakmayacağız, bu cinayetleri faili meçhul diye unutturmayacağız.

Yalnızca tetikçilerin değil, perde gerisinden bu cinayetlerin emrini veren gerçek katiller yargı karşısına geçinceye kadar her fırsatta, her ortamda bunun hesabını soracağız. Tam 27 yıl önce alçakça katledilen Uğur Mumcu bir yazısında şöyle demişti: “İsterler ki susalım; isterler ki yazdıklarımızın hiçbiri, hele bu dönemde yazılmasın.

Bunun içindir ki, bizleri susturmak için türlü yollara başvururlar. Bizleri susturmak için başvurdukları ve ellerine yüzlerine bulaştırdıkları sinsi girişimleri ile ilgili ipuçları ellerimizdedir! Bunu da bilir, bunların açığa çıkmaması için köşelerinde kıvranıp dururlar.

Evet, yazacağız, susmayacağız. Bütün yolsuzlukları, kaçakçılıkları, pislikleri, cinayetleri tek tek sergileyeceğiz.” Bizler de susmayacağız. Düşünceleri için bedel ödeyen tüm aydınlarımıza namus borcumuzdur bu. Onlar için susmayacağız, bu ülkenin aydınlık yarınları için susmayacağız. Onlar bu ülkenin aydınlık geleceği için, demokrasi için, özgürlük için konuştular. Yoksulluk, açlık bitsin diye konuştular. İşkence, zulüm, baskılar son bulsun diye konuştular. Ortaçağ kalıntısı dinsel gericilik bizleri boğmasın diye konuştular. Her karışı kanla alınmış vatan toprağı ihale kılıflarıyla sermayeye peşkeş çekilmesin diye konuştular.

Doğal kaynaklarımız, yeraltı-yerüstü madenlerimiz emperyalizme ve onun yerli işbirlikçilerine peşkeş çekilmesin diye konuştular. Bunun bedeli bazen kurşun oldu, bazen bomba oldu. 27 yıldır her 24 Ocak’ta bir araya gelen bizler aynı bedeli ödemek için yine buradayız. Dün olduğu gibi bugün de buradayız, yarın da burada olacağız.

Yaşadığımız sürece demokrasiyi, insan haklarını, barışı, kardeşliği, özgürlüğü ve bir arada yaşamayı savunmaya devam edeceğiz. Uğur Mumcu’nun öldürülüşünün 27.Yıl dönümünde demokrasi şehitlerimizi saygı, sevgi ve özlemle anıyoruz”dedi.


YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

blank

Sıradaki haber:

İL BAŞKANINDAN İLK AÇIKLAMA