Zonguldaklı Gazeteciler, Zonguldak sorunlarını masaya yatırmak ve basın meslek dayanışması sergilemek adına meslek büyüğü Adnan Küçükvar koordinatörlüğünde bir araya geldi. Cumartesi günü saat 15.00’te Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleşen toplantıya Zonguldak Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Derya Akbıyık ve Karaelmas Gazeteciler Derneği Başkanı Mustafa Emen başta olmak üzere, Mustafa Özdemir, Hasan Atik, , Atilla Öksüz, Ekrem Açıkgöz, Muhammet Karapınar, Çetin Özdemir, Fadime Yılmaz Elma, Ercan Demir, Bahattin Arı, Dilek Demirel, Hüseyin Demirel, Batuhan Karamalak, Ergin Özkul, Ali Cinal, Muhammet Asmaz, Seher Cinal, Şaban Yılmaz, Osman Sav, Tansel Kardeş, Orhan Akyüz, Emre Can Bayram, Seçkin Kırarslan, Lokman Gül, Cengiz Çağlayan, Hülya Çağlayan, Cevdet Akgün ve Şebnem Saka katıldı. Gazeteciler, meslek dayanışması konusunda ellerini kaldırarak söz verdiler.
Toplantının açılış konuşmasını yapan İnanış Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Adnan Küçükvar, “Zonguldak’ın sorunları ve mesleki dayanışma’ konulu iki maddelik toplantı davetine geldiğiniz için teşekkür ederim. Dünyayı kasıp kavuran pandemi sürecinde; maalesef ülkemizde işsizlik, pahalılık, siyasi gerginlik maddi yatırımlara inat, yaşam kalitemizi aşağı çekiyor; birlik ve beraberliğimize sekte vuruyor. Toplum katmanlarının tamamı bu gelişmelerden olumsuz etkileniyor.Bu katmanların içinde, madencilik olduğu kadar elbette basın da bulunuyor.
Taşkömürünün Başkenti ve Cumhuriyetin Endüstri Merkezi Zonguldak; maalesef, kömür ve türevlerini ‘işçi sağlığı/iş güvenliği’ çerçevesinde ekonomiye katmayı beceremediği için, her gün geriledi. Zonguldak ve taşkömürü ‘hava kirliliği ve kaçak ocaklarla’ anılır oldu. Böylece ekonomisini taş kömürüne bağımlı olmaktan kurtarmak için, değişik sektör arayışlarına başladı. Nüfusunu oluşturanların yekünu 138 bin çalışan, 165 bin emekli, 50 bin kayıtlı işsiz ile tanıtılmaya başlandı.
İktidar çevreleri, ‘nüfusun yarısından çoğunun evine para giriyor’ savında birleşirken; çoğunluğun evine giren para ‘taban ücret’ olarak 1.500-2.500 liraya tekamül ediyor. Bu rakam da açlık sınırı olan 3.100 lira altında kaldı.Bu görüntü, aslında ‘ödediği vergi kadar yatırım alamayan Zonguldak’ın gerçek yüzü.Hayat pahalılığı, işsizlik, siyasi gerginliğe son olarak ‘döviz dalgalanması’ katılınca, her taraftan zam yağmaya başladı. ‘Toplum katmanları’ dediğimiz işçi, memur, esnaf, köylü, işveren(İMESKİ) kesiminde bir panik başladı.
Tabiri caizse, ‘insanlık gemisi’ yalpalamaya; her kafadan bir ses çıkmaya başladı. Ardından İnsanlık gemisini batıran kuvvetli fırtınalara inat; “kendi gemimi kurtarayım anlayışıKendi gemimi kurtarayım anlayışı’, uzun zamandır, yasal ve meslek içi kontrolsüzlük nedeniyle bizim sektörümüzde de görülüyor. Öyle ki, meslek, ‘kolay kazanç/itibar’ kapısı olarak görülmeye başlandı.
Becerileri kendinden menkul kadın/erkek kişiler, kalem erbabı kesilip; maddi çıkar için piyasaya (seçilmiş/atanmış ve ticaret erbabına) çalakalem ya da yalın kılıç daldılar. Sıkışan piyasanın yerleşikleri de(yasal sorumluluk taşıyanlar)bu kör dövüşüne katılıp, KAOS’un ortağı oldular. İşte; bu toplantının ana teması/sebebi bu.Gazetecilik; kimine göre entelektüel puştluğu, kimine göre peygamber mesleği irşat müessesesi. Kimine göre, demokrasilerde 4. güç.
Ancak, Zonguldak’ta maalesef basın ve basın mensupları, toplumun en zayıf halkası durumuna gelmiş. Seçilmiş, atanmış ve ticaret erbabının en rahat kullandığı basın ve mensupları; maalesef huzursuzluğun kaynağı gösterilir duruma gelmiştir.
Bunda, maalesef ‘ben’ dahil, tanıdığımız bildiğimiz profesyonel basın mensubu olan arkadaşlarımızın da payı var. İş bulamadığı için mesleğe yalınkılıç girenlere öğüt vermesi, meslek ilkelerine uyması için tenkit ve teşvik yapacak arkadaşlar; selden kütük kapar gibi şantaj, karalama, ahlaka mugayir yazılarla, sadece rakiplerini karalamak, karşısındakileri (esnaf, seçilmiş ve atanmışları) korkutup paralamak için korku salıp huzuru kaçırdılar.
Bu toplantıyı düzenleme ihtiyacı buradan çıktı.Şehrin sorunları üzerinde birleşebilmek için, önce birbirimizin yüzüne bakabilecek durumda olmamız lazım. Bu kaos ortamında payımız olduğunu kabul etmemiz lazım.1979 yılında profesyonel olarak bu mesleğe girdim. Tam 42 yıl. Ve mesleğe vedaya hazırlanıyorum.
Birbirini fütursuzca karalayan, piyasalara korku salan, meslek yanında Zonguldak’ın kötü tanınmasına katkı yapan arkadaşlarla konuşma kararı aldım.15 gün önce ilk görüşmeleri yaptım. Birkaç gündür de ‘bir /kaç kişi canını sıkar. Rahat mı batıyordu sana’ diye söylenip, vazgeçmeyi düşündüm. ‘Gazeteciği peygamber mesleği gören biri, vazgeçmez’ dedim.En çok eleştiri alan arkadaşlardan ‘bu durumdan memnun musun’ sorusuyla başladım.
Ve tüm arkadaşlarım bu kaos ortamından memnun olmadıklarını belirtti. Kaos ortamında payları olduklarını söyledi. Kim hata yapmıyor ki, bende sivri dilli gazetecilerdenim. Ben de, yazı atmosferinde ‘sallayıp’, ertesi gün muhatabına gidip özür dilediğim çok oldu. Yanlıştan dönmek erdemdir. Birkaç yıldır konuşmadığım Mustafa Özdemir ve Alev Uzunbaş ile bir araya geldim. Aleyhlerinde yazı yazmamıştım ama konuşmuştum. Bütün mesele, özür ile kapatılacak ‘maksadı aşan’ konuşmalar ötesinde, özürle kapatılmayacak ‘haddi aşacak’ laf ve yazılardan kaçınmaktır.
Şunu da söyleyeyim. Bu piyasada, yüreği, bilgisi, bileğiyle her türlü atar/gider yapıp, sokakta dolaşabileceklerden biriyim. Ancak; haram, hile, saldırı, haraç, korku yaratıp ayakta kalmaya çalışmak; meslek, aile ve topluma kötü örnekten öte ihanettir. Bu toplantı, bir hesaplaşma toplantısı değildir. Vicdani muhasebe ile bir araya gelip, yüzleşmek toplantısıdır. Bu toplantıya katılanlar, meslek hayatlarına/ticaret ve siyasetlerine; elbette özgür düşünceleri çerçevesinde devam edecek.
Bu toplantıdan beklentimiz, Zonguldak’ın ali menfaatleri /sorunları konusunda ortak hareket etmemiz; mesleki dayanışmayı zedeleyecek söz yazı ve faaliyette bulunanlara karşı tavır almamızdır. Bu birlikteliğimizi, bu gün burada olmayan şehrin diğer paydaşları/aktörleri; seçilmiş, atanmış ve ticaret erbabına da usulü kaidesinde aktaracak, anlatacağız.
İçinde bulunduğumuz ekonomik gelişmeler, böyle bir birlik beraberliğe her zamankinden fazla ihtiyacımız olduğunu göstermektedir. ‘Gemimi kurtarayım’ kafası iyi bir kafa değildir. Arkadaşlar, bu toplantıya katılarak, mesleğe saygı, kentimize sahip olma bilincini gösterdiniz. Teşekkür ederim.
Peki, bunu tüm Zonguldak’a, Zonguldak’ı sevenlere, ellerimizi kaldırarak, kameralar huzurunda söz vererek gösterelim mi? Toplantının sonuç bildirgesini bir paragrafla açıklayalım. Bundan böyle, mesleğe saygı gösteren meslektaşlarla; Zonguldak’a hizmet için, sorunlarla ‘söz ve eylem birliği’ çerçevesinde mücadele yapacak, uymayanlarla; mesleği kötü emellerine alet etmek isteyen meslektaşlarımız dahil; seçilmiş, atanmış ve ticaret erbaplarıyla da mücadele edeceğiz.” dedi.
AKGÜN: “MESLEKİ KİRLİLİK ALDI BAŞINI GİDİYOR”
Açılış konuşmasının ardından konuşmak isteyen katılımcılara söz verildi. Gazeteci Cevdet Akgün, “Gazeteci olmayanlar, rant elde edenler olmasa gazeteci gazeteciyi anlar. Mesleki kirlilik aldı başını gidiyor. Gazetecilerin kavgalarından yana değilim. Gazeteci işini yapacak. Zonguldak’ta bir yangın var ve bu yangın söndürülmeli.” şeklinde konuştu.
ÖZDEMİR: “AYNI HATALARA DÜŞMEYELİM”
Cevdet Akgün’ün ardından Mustafa Özdemir söz aldı. Özdemir yaptığı konuşmada, “Biribiyle çatışma içerisinde olan arkadaşlarımız vardır tıpkı benim gibi. Bazen fındık kabuğunu doldurmayacak şeylerden dolayı konuşmuyoruz. Ama neden konuşmadığımızı bilmiyoruz. Kimse kimseyi sevmek zorunda değil. Arkadaş olmak zorunda değil. Ama en azından kavgalarımızı gazetelerimize yansıtmama adına bu yapılan çabayı takdir ediyorum. Yarın çocuklarımızın yüzüne bakabilecek cesaretimiz olsun. Aynı hatalara düşmeyelim. Yaptığım hatalar adına, yazdıklarımdan, yazarak zora soktuğum insanlardan özür diliyorum. En az hata nasıl yaparız diye düşünürsek, yitirilen saygınlığı tekrar kazanırız diye düşünüyorum.” dedi.
DEMİREL: “ZONGULDAK’A SAHİP ÇIKMAZSAK, BAŞKA KİMSE DE SAHİP ÇIKMAZ”
Hüseyin Demirel ise konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Gazetecilik adına Zonguldak için ne yapıyoruz? Yapılan yanlışları övüyoruz. Zonguldak’a sahip çıkmazsak, başka kimse de sahip çıkmaz. Bu şehirde yapılan ve yıkılan yerlerde bizim paramız kullanılıyor. Tek ricam Zonguldak sorunlarında tek vücut olalım.”
ARI: “MESLEKTE YENİ GELEN KUŞAĞI DA YETİŞTİREMİYORUZ”
Zonguldak’ın usta gazetecilerinden Bahattin Arı ise yaptığı konuşmada; “Her zaman örgütlü olmaktan, örgütlü davranmaktan yanayız. Örgütlerin basın meslek ilkelerini hayata geçirilmesi konusunda adım atmalarından yanayız. Ancak, zaman gelince örgütler işlevini yitiriyor. Birlik adına yan yana gelmişken başka bir bölünme olmamalı. Bu toplantı yeni bir bölünmeye yol açmamalı. Ayrıca, dünya değişiyor. Bunu kabul etmemiz gerekiyor. Teknoloji gelişiyor. Bu duruma hazır olmamız gerekiyor. Gazete çıkarırken zorlanıyoruz. Günlük gazetelerin ayakta kalma şansı her geçen gün azalıyor. Bilindik yöntemlerle devam edilirse ekonomi zaten seni yok edecek. Bu kent, 50 bin maden işçisinin olduğu yere bir daha gelmez. Kimse bunu hayal etmesin. Meslekte yeni gelen kuşağı da yetiştiremiyoruz. Zonguldak olarak duygusallıktan uzaklaşmamız gerekiyor. Kendimizi geleceğe hazırlamazsak hep tarihe bakarız.”
Cengiz Çağlayan ise Adnan Küçükvar’a teşekkür ederek, “Herkesin kardeşçe barış içerisinde yaşayabilmesi için öncelikle gazetecilerin kardeş olması gerekiyor.” dedi.
SAV: “ORTAK PAYDADA BULUŞMAMIZ GEREKİYOR”
Osman Sav, Zonguldak’ın sorunlarına değinerek, “Sorunları iyi niyetle objektif olarak vurgulaması gereken basın, elinden geleni yaptı. Mithatpaşa Tüneli ve havalimanı buna en güzel örnek. Zonguldak’ta ki siyasetçilere rağmen arkadaşların sayesinde bu iki proje gerçekleşti. Zonguldak’ın sorunları konusunda ortak paydada buluşmamız gerekiyor. Meslek dayanışması konusunda hepimizin hataları var. Biz artık birbirimize selam veremez duruma geldik. Biz bu değiliz. Zonguldak’ın sorunları ve mesleki birlik adına herkesin elinden geleni yapması gerekiyor.” şeklinde konuştu.
ÖZKUL: “GAZETECİLİĞİ HİÇ BU ŞEKİLDE HAYAL ETMEMİŞTİM”
Zonguldak’ın genç gazetecilerinden Ergin Özkul, “Üniversiteyi okurken gazeteciliği hiç bu şekilde hayal etmemiştim. Çok onur verici bir meslek olarak görmüştüm. Dışarıda ‘Gazeteciyiz’ dediğimiz zaman bize avantacı olarak bakıyorlar. Basında özel hayat yazılmasından çok rahatsızım. Bize haberciliği 5N1K olarak öğrettiler. Ben de diğerlerini örnek almaya başladım. Bu işi layıkıyla yapmaya çalıştığın zaman dışlanıyorsun. Filyos Projesi’ni yazdığın zaman kimse okumuyor ama bir belediye başkanını yazdığın zaman o haber tıklanma rekoru kırıyor. Bu da halkımızla ilgili sıkıntı.” ifadelerine yer verdi.
KARDEŞ: “BU TOPLANTI İMKÂNSIZI BAŞARMAK GİBİ”
Tansel Kardeş, “Bu toplantı imkansızı başarmak gibi. Çok güzel oldu. Zonguldak basının buna ihtiyacı vardı. Zonguldak’ın sorunlarını hepimiz biliyoruz. Ancak bu sorunları gündemde tutmuyoruz. Zonguldak basının bunların gündemde tutması şehrimizin gelişmesi adına en büyük katkıyı sağlayacaktır.” dedi.
EMEN: “SIKINTILI BİR SÜREÇTEN GEÇİYORUZ”
Karaelmas Gazeteciler Derneği Başkanı Mustafa Emen, “Gerçekten sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz. Bunu şekilde kalma gibi bir durumumuz yok. Tabandan gelen arkadaşlarımız var. Eskiden bir gazete sahibi Vali’nin yanına gittiği zaman çok güzel bir saygınlık vardı. Şimdi bu durum kalmadı. Bu iş ciddi boyutlara geldi. Adnan arkadaşımız bize bir kapı açtı ve bizde bu kapıdan içeri girdik. Devamının gelmesi gerekiyor.” dedi.
AKBIYIK: “ZONGULDAK’TA HERKES ÜZERİNE DÜŞENİ YAPMALI”
Zonguldak Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Derya Akbıyık, “Birlik ve beraberlik, karşılıklı görüş alışverişi önemli. Hep sataşma, yazılar, söylemler var. Böyle bir konu var. Herkes bu maddelere uyarsa bu iş çözülür diye düşünüyorum. Görüşlerimiz uymayabilir, herkes birbirini sever ya da sevmez, bu çok ayrı. Bu camianın içerisindeysek herkes birbirine karşı hem saygı ile hem de sevgi ile yaklaşacak. Yerel bası son 3 yıldır zor bir süreçten geçiyor. Ayakta nasıl kalınacak bilemiyorum. Bu konuda ne yapabiliriz? Bu konularda da toplantı yapılmalı. ‘Gazetecilere ve gazetelere neler yapılabilecek?’, bizim için bu önemli diye düşünüyorum. Zonguldak’ta herkes üzerine düşeni yapmalı. Yapmadıkları zaman biz devreye girerek onlara bunu yaptırmalıyız diye düşünüyorum. Biz bu mesleğimizi hem yapalım, geçimimizi de en iyi şekilde sağlayalım.” şeklinde konuştu.
UYUŞTURUCU OPERASYONU!