“HERKESİ ÇOK ZOR GÜNLER BEKLİYOR”

Hitler ve Mussolini bir barda oturmaktadırlar. Bir adam içeri girer ve barmene; “Bunlar Hitler ve Mussolini değil mi?” diye sorar.

Barmen; “Evet, onlar” der.

Sonra adam onlara doğru yürür ve sorar; “Selam, ne yapıyorsunuz?”

Hitler cevaplar; “3. Dünya savasını planlıyoruz.”

Adam sorar; “Gerçekten mi? Neler olacak?”

Hitler, “Bu sefer 14 milyon Yahudi’yi ve bir bisiklet tamircisini öldüreceğiz” der.

Adam sorar; “Bir bisiklet tamircisi mi?”

Hitler Mussolini’ye döner ve der ki:

“Gördün mü, sana kimsenin 14 milyon Yahudi’yi takmayacağını söylemiştim!”

Evet bugün bu hikâyeyi 30 büyükşehrin kaderini paylaşan Zonguldak’a benzetiyorum.

30 büyükşehrin yanında tek ismi geçen şehir Zonguldak.

Zonguldak ismi belki de tarihinde haber kanallarına en uzun süreyle konu oluyor.

Biz isterdik ki güzel şeylerle anılalım ama Zonguldak’ın kaderinde var sanırım.

Hep kötü olaylarla anılıyoruz.

Başka kötü bir durum ise insanlar artık yaşanılanlara karşı yavaş yavaş duyarsızlaşmaya da başladı.

“Neden dışarı çıkıyorsunuz?” sorularına cevap olarak en çok ekonomik sebepler ortaya çıkıyor.

Evet bu Coronovirüs vakası en çokta insanların ekonomisini yıktı.

İki ay daha bu şekilde gidilirse, çok zor günlerin bizleri beklediğini söyleyebiliriz.

Berberler, çay ocakları, avmler, lokantalar şimdilik kapalı durumda duruyor.

Çalışan çoğu insan işsiz kaldı.

Bu durum ne kadar böyle gider sorularına verilen bir cevap ise şuan yok.

Kritik 3 haftayı geride bırakırken, hükümetin ekonomik olarak daha somut adımlar atması gerekiyor.

Elektrik faturası ve doğalgaz faturası gibi faturalar bir süre gelmemesi gerekirken erkenden gelmeye başladı.

İnsanların içi rahat değil.

Gün geçtikçe insanlar daha da huzursuzlaşıyor.

Bu anlamda ilerleyen günlerde küçük ekonomik dokunuşlarla insanlar rahatlatılmalıdır.

Çünkü herkesi artık daha zor günler bekliyor…

ZONGULDAK’TA MASKE SIKINTISI VAR!

Maske sıkıntısı konusunda her yerden bir ses geliyor.

Yetkililere soruyoruz; “Maske sıkıntımız yok” deniliyor, insanlara soruyoruz; “Bize gelen bir maske yok” diyor.

Verilen maskeler ne kadar sağlıklı?

Ne kadar koruyor?

Onu da bilmiyoruz.

Bazı dağıtılan maskelerin burun kısmında tel bulunmazken, uzmanlar bu tür maskelerin hiçbir işe yaramadığını söylüyor.

Peki insanları korumayacaksa bu maskeler neden dağıtılıyor?

Muhtarlıklara verilen maskelerin hijyen koşullarına uygun dağıtılmadığı yine iddialar arasında yerini alıyor.

Yetkililer her şeyden önce dışarı çıkılmamasını istiyor ama sokağa çıkma yasağı da getirmiyor.

Olumsuz bir tablo çizmek istemiyorum ama artık durum olumsuz bir hal almaya başlıyor.

BİR ALKIŞTA GAZETECİLERE

Bu zor günlerde sağlık çalışanları, kolluk kuvvetleri gibi basın mensubu arkadaşlarımızın da bir alkış alması gerektiğini düşünüyorum.

Sizlere en doğru haberleri ulaştırmak için canlarını dişlerine takan bu insanlar bu günlerde tepkilerle de karşılaşabiliyor.

Eğer bugün basın mensubunda çalışan kişiler olmasaydı belki de bu vaka olaylarının artışı üç dört katına çıkabilirdi.

Bu yüzden bu zor günlerde onlara da destek olunması gerektiğini düşünüyorum.